ASKERİ SOSYOLOJİ VE KEMALİST PARADİGMA: PRATİKTEN TEORİYE GEÇİŞTEKİ DİNAMİKLER
Main Article Content
Özet
Bu makale, İkinci dünya savaşından sonra gelişmeye başlayan Askeri Sosyoloji disiplini bağlamında Türkiye’deki Kemalist düşünce yapısının irdelenmesi amaçlanmaktadır. Kemalist anlayışın veya Kemalizm’in kökenlerinde saklı olan sosyolojik askeri anlayışın oluşmasının gerekçelerini ortaya koyarken, Kemalizm’i pragmatik olarak günümüz Türkiye’sindeki subaylar üzerindeki etkisini irdelemektir. Bu çalışmada, genelde sosyoloji, her ne kadar ikinci dünya savaşı sonrası gelişim gösterse de özelde de askeri sosyoloji disiplininin Kemalizm’in pragmatik yapısını etkilerini ortaya konulmaya çalışılacaktır. Kemalizm, sosyolojik ve fikri temellerini Ziya Gökalp’in sosyolojik anlayışı üzerine inşa ettiği tarihsel bir tespit olarak ifade edebiliriz. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “hissiyatımı Namık Kemal’den fikriyatımı Ziya Gökalp’ten aldım” açıklaması da bu düşüncemizi desteklemektedir. Ziya Gökalp’in sosyolojinin kurucu babalarından Emile Durkhaim sıkı bir takipçisi olduğu da göz önüne aldığımızda Kemalizm’in fikri sosyolojik kökenlerinin Fransız düşünür ve sosyolog Emile Durkheim’a dayandığını da ifade edebiliriz. Sosyoloji disiplininin modernitenin bir eseri olduğunu belirtirsek hem birinci hem de ikinci dünya savaşlarından sonra askerlerin dünya toplumlarının yaşamları üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak büyük bir sosyolojik etkiye sahip olduğu söylenebilir. Bu müdahaleler ve karşılıklı sivil-asker etkileşimleri askeri sosyoloji disiplininin oluşmasına zemin hazırlamış ve sosyoloji disiplini toplumun bir diğer aktif sosyal grubu olarak askerleri araştırmaya ve incelemeye başlamıştır. Askeri sosyolojinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktığını belirtsek de bir bilim dalı olarak daha geç bir tarihte ortaya çıkması, askeri sosyoloji disiplininin dünyada hiçbir zaman var olmadığını göstermez. Sonuç olarak, Türkiye koşullarında “asker millet” anlayışının egemen bir düşünce olduğu kabul edildiğinde askerlerin Türkiye’nin ve Türklerin tarihinde ve sosyolojisinde çok büyük bir yerinin olduğu ispatlıdır. Dolayısıyla Kemalizm fikriyatının doğmasında ve şekillenmesinde askeri zihniyet yapısının çok yoğun şekilde etkili olduğunun da görülmektedir. Türkiye koşullarında Kemalizm’in ideolojik ve pragmatik olarak etkin olmasında “erken askeri sosyoloji” koşullarının tüm varlığıyla hüküm sürdüğü de ifade edilebilir. Dolayısı ile bu çalışmada “Kemalizm Pratikten Teoriye Geçişteki Dinamikler” askeri sosyolojik olarak irdelenecek ve ortaya konulmaya çalışılacaktır.